Tarihçe
Çemişgezek, yöre içerisinde bulunan diğer iskan yerlerinin en eskilerinden biridir. İşte tarihi geçmişi ile ilçemiz Çemişgezek...
Doğu Anadolu Bölgesinde, Tunceli iline bağlı ilçe olan Çemişgezek, doğuda Hozat ve Pertek, güney ve güney batıda Elazığ, batıda ve kuzeyde de Erzincan vilayetleriyle çevrilidir. İlçe toprakları oldukça dağlık ve engebeli bir alanda yer alır. İlçenin kuzey kesimini engebelendiren Yılan (Kırklar) Dağı (2.950 m) en önemli yükseltidir.
Çemişgezek toprakları, güneydeki Keban Baraj Gölüne doğru gidildikçe alçalır. Bu yapay gölün bir bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Eskiden Karasu ve Murat ırmaklarına katılan akarsular günümüzde bu baraj gölüne dökülür. 1930'ların sonunda Çemişgezek'i Elazığ'a bağlayan yolun inşaası bir ölçüde hareketlilik oluşturduysa da, durağan ve kapalı yapı bugün de tam anlamıyla kırılamamıştır. Ekonomik imkanların yetersizliği, halkın büyük merkezlere göç etmesine kısmen sebep olmuştur. Kuzey rüzgarlarını engelleyen kuzeydeki dağ sıraları ve gölün etkisiyle iklim de ilin öteki kesimlerine göre daha yumuşaktır. Ovada başta arpa, buğday olmak üzere tahıl ve soğan yetiştirilir. Vadi tabanında meyve ve sebzecilik yapılır. Ceviz ve fıstık üretimi önemlidir. Halı dokumacılığının yanı sıra kilim dokumacılığı yapılır.
Tunceli'ye uzaklığı 98 km, Elazığ'a uzaklığı 60 km' dir. Yüzölçümü 877 km² 'dir.
Çemişgezek'in bilinen tarihi M.Ö. 4000'li yıllara kadar gitmektedir. Bu konuda 1968-1970 yılları arasında Keban Baraj Gölü çevresinde araştırma yapan H. Zübeyir Koşay, Çemişgezek'in Milattan önce 4000-3000 yıllannda da bugünküne benzer bir yerleşim alanı olduğunu belirtmektedir.
Çemişgezek ve çevresine ilk çağ boyunca Hurriler, Mitanniler, Hititler, Urartular, Medler, Persler, Selevkoslar, Büyük Roma imparatorluğu ve Sasaniler hakim olmuşlardır.
Medler ile Asurluların uzun zaman süren mücadelelerinden sonra, Persler, Med hakimiyetine son verirler. Perslerin Doğu Anadolu'daki hakimiyetleri Pers Kralı Dara'dan itibaren başar. Kral Dara M.Ö. 519 yılında Anadolu seferine çıkar ve Tunceli yöresini Pers hakimiyetine dahil eder. Böylece Çemişgezek ve çevresi de Pers hakimiyetine girer.
Perslerin Çemişgezek ve çevresindeki hakimiyeti, Makedonya Kralı Büyük İskender’in Pers İmparatorluğuna son vermesine kadar devam etmiştir.
Büyük Roma imparatorluğunun Çemişgezek’teki egemenliği de M.S. 396 yılına kadar devam etmiştir. Bu tarihte Roma imparatorluğu, Doğu ve Batı diye 2'ye ayrılınca Çemişgezek ve çevresi Doğu Roma imparatorluğunun egemenliği altına girmiştir.
M.S. 750 yılında İslam Aleminin liderliğini ele alan Abbasiler, Tunceli ve çevresini 9. Yüzyılda İslam Devleti’nin sınırlarına dahil etmişlerdir.
Büyük Selçuklu Devleti’nin komutanları, Kafkasya’da Gürcü, Ermeni ve Hıristiyanlarla karşı karşıya geldiklerinde, bölgedeki Bizans hakimiyetini kırarak önce Aras Vadisini takiben de Kuzey Doğu Anadolu’ya sarktılar. Kars, Ağrı ve Erzurum yöreleri hızla fethedildi. Malazgirt'ten önce Yukarı Fırat Havzasına ulaşan Türkler, zaferden sonra Doğu Anadolu’da fetihlerde üstün başarıları olan komutanlara “İkta” olarak verilen bölgelerde saltanata bağlı beylikler kurdular. Bunların ilki Ebul Kasım Saltuk’a ikta olunan “Saltuklu Beyliği”dir. Erzurum ve çevresini içine alan ve uzun yıllar Çemişgezek’te de hükümran olan bu beyliğin kurucusu Emir 2. Saltuk, Selçuklu soyundan gelen bir kahramandır. Daha önceleri, Selçukluların ilk kuruluş yıllarında Maveraünnehir, Gazne ve Horasan’ın fetihlerinde üstün başarısı temayüz eden bir kahramanın soyundan gelen Emir 2. Saltuk, Ani ve Kars dolayları ile Büyük Sultan Alparslan’ın takdir ve teveccühünü kazanarak kendisine ikta olarak verilen bu bölgede ilk Türk Beyliğini kurmuştur.
Hıdıroz Köyünde Şeyh Hüsamettin Mezarlığı
1072-1202 yılları arasında Erzurum merkez olarak kurulan bu beylik bütün Yukarı Fırat Havzasında hüküm sürmüş ve bölgenin Türkleşmesinde en etkin amillerden biri olmuştur. Murat Nehrine kadar bütün Çemişgezek havalisini de kapsayan Saltuklu Beyliği Anadolu’da kurulan Selçuklu Beyliklerinin ilki olması dolayısıyla Anadolu tarihinde çok önemli bir yer tutar.
Saltuklu Beyliğinin Anadolu Selçuklu Sultanı 2. Süleyman Şah tarafından ilhakından sonra, son Saltuklu hükümdarı Nasreddin Muhammed’in oğlu Melikşah, Çemişgezek’e çekilerek burayı beylik merkezi haline getirmiştir. Bu beylik 32 kale ve 16 nahiyeden ibaret idi.
Osmanlı dönemi
Çemişgezek beyliği, Kanuni Sultan Süleyman zamanına kadar mevcudiyetini sürdürmüşken, bu dönemde Çemişgezek Beyi Pir Hüseyin Beyin ölümü üzerine evlatları arasında başlayan mücadele sonrası beylik iki sancak ve 14 zeamete ayrılmıştır.
1518 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında o döneme kadar sancak olarak idare edilen Çemişgezek, liva haline getirilerek Diyarbakır eyaletine bağlanır. Bu yıllarda Çemişgezek kanunnamesi yayınlanarak buranın gelir, gider, ekonomi ve yönetim sistemi karara bağlanır.
1568 yılında yapılan yeni bir düzenleme ile Çemişgezek sancağı Diyâr-ı Bekr Beylerbeyliğinden alınarak Erzurum Beylerbeyliğine bağlanır. Bu tarihlerde sancak merkezi Çemişgezek’e 9 nahiyenin bağlı olduğu anlaşılmaktadır: